Ders 4: Erken Doğan Özel Bebeklerde Besin Yönetimi

4.1 Bronkopulmoner displazi (BPD) ve kronik akciğer hastalığı (KAH) gelişen veya oluşan bebeklerde besin yönetimi

Resim Dr. Darius Gruszfeld'in özel izniyle kullanılmıştır

Ünite Ders 2.7'de açıklandığı gibi BPD gelişen erken doğan bebeklerin enerji sarfiyatı, O2 tüketimi ve REE'si yüksektir. BPD bulunan erken doğan bebeklerde genellikle büyüme geriliği görülür.

BPD riski yüksek olan bebeklere doğumdan sonraki ilk birkaç günde sıvı alımında sınırlama ve en az 50 - 60 kcal/kg/gün enerji tedariği içeren bir diyet reçetesi verilmelidir.

Sıvı alımında sınırlama BPD'de yaygın olarak kullanılan bir önlemdir. Ancak doktorun abartılı bir sıvı sınırlaması yoluyla yetersiz besin alımına neden olmamaya ve buna bağlı olarak erken doğanın büyümesini tehlikeye atmamaya dikkat etmesi şarttır (Fusch & Jochum 2014). 

Bu hastalara akciğer ödemini çözmek için sıklıkla diüretikler reçete edilir. Tiazid ve furosemid diüretiklerinin kullanımı bu hastalarda sistematik incelemelerle değerlendirilmiştir. Spironolakton ile birlikte verilen tiazidin kronik akciğer hastalığı (KAH ), olan hastalarda taburcu edilmeden önceki ölüm riskini anlamlı oranda düşürdüğü gösterilmiştir, ancak bunlar hipokalemi ve hiponatremi riskini artırmıştır (takviye gerekli olabilir) (Stewart et al. 2011). Yaşı üç haftanın üzerinde olan ve KAH  bulunan erken doğan bebekler furosemid ile uzun süreli tedaviye iyi yanıt vermiş, oksijenasyon ve akciğer uyumunda düzelme görülmüştür. Ancak, uzun süreli sonuçlarda randomize kontrollü çalışmalardan elde edilen veri olmaması nedeniyle furosemid kullanımı teşvik edilmemektedir (Stewart & Brion 2011).

Bu hastalarda en ideal beslenme yolu enteral yoldur. Buna karşın, yaşamın ilk günlerinde parenteral yol sıklıkla tek olasılıktır. Parenteral uygulama glikoz ve amino asit kombinasyonu + lipid emülsiyonla yapılmalıdır. Yüksek glikozlu infüzyonları uygularken hiperglisemi ana endişe kaynağıdır. Özellikle 10 - 12 mg/kg/dk'nın üzerindeki yüksek glikoz oranları CO2 eliminasyonunda güçlük yaşayan bebeklerde sorunlara neden olabilir.

Protein alımları erken doğan bebeklerde normal gereksinimlere uygun olmalıdır. Lipid emülsiyonlar, tercihen karışık yağlı, özellikle erken doğan bebeklerde önemli bir enerji kaynağıdır. Ağırlıklı olarak DHA içerikleri nedeniyle LC-PUFA içeren çözeltiler tercih edilebilir (Moya 2014).

Solunum instabilitesi olan bebeklerde sürekli besleme aralıklı beslemeye göre faydalı olabilir. Bu popülasyonda aralıklı beslemenin akciğer direncini artırdığı ve tidal hacim, dinamik uyum ve dakika ventilasyonu azalttığı gösterilmiştir (Blondheim et al. 1993).

Yerleşik BPD bulunan hastalarda (burada  BPD bulunan bir bebeğin göğüs filmi görülebilir) normalde sıvı alımı sınırlamasına devam edilir. Ancak, büyüme için gereken yeterli miktarda suyun temin edilmesi önemlidir. Aynı şekilde, özellikle solunum açısından en stabil-olmayan durumda olan bebeklerde sürekli besleme tercih edilmelidir. Bu hastalarda yağ açısından yüksek diyetlerin CO2 üretimini azaltırken yeterli büyümeye olanak sağladığı gösterilmiştir (Pereira et al. 1994).  Bazı BPD hastalarında 120 -130 kcal/kg/gün'ün üzerinde enerji alımı faydalı olabilir. Ancak, bunun nasıl uygulanması gerektiği konusunda henüz bir uzlaşı sağlanmamıştır. Beslenme konsantrasyonu yerine kolay sindirilebilir kaynaklardan enerji alımını artırmak tercih edilir.

BPD hastaları perinatal dönem sonrasında bile büyüme geriliği açısından yüksek risk taşıdıklarından bu girişimler sıklıkla doğumdan sonraki haftalar veya aylar içinde gereklidir (Moya 2014).

You have completed 100% of the lesson
100%