Ders 1: Erken Doğan Bebeklerde Bakımın Standart Hale Getirilmesi

1.1 Erken Doğan Bebeklerde Standart Besleme Kılavuzlarının Önemi

Resim Dr. Darius Gruszfeld'in izniyle kullanılmıştır

Bu modülün 1. ve 2. ünitelerinde erken doğan bebeklerin beslenme bakımın en uygun hale getirilmesinin önemi üzerinde duruldu ve en güncel önerilere dayanarak özel besin önerilerinde bulunuldu. Ancak, teori ile uygulama arasında sıklıkla boşluklar olabilmektedir. Erkek doğan bebekler genellikle tıbbi açıdan stabil değildir ve gece gündüz yoğun bakım gerektirir. Bebeğin akut tıbbi sorunları uygun beslenme bakımı verilmesinin önüne geçebilir. Tıbbi açıdan dengesizlik ve bebeğin NEK riskini artırma korkusu bazen enteral besinlere başlama veya bunlara geçilmesinde gecikmelere yol açabilir.

Erken dönemde beslenme erken doğan bebeklerin gerek kısa gerekse uzun süreli sağlığı açısından çok önemli olduğu için kritik tıbbi sorun statüsünde ele alınmalıdır. İki uzmanın yazdığına göre:

"Gebeliğin 24. haftasını tamamlamış olarak doğan bebekler yaklaşık %90 sudan oluşmaktadır, geri kalanı neredeyse hiç lipid içermeyen proteindir... Organlar ve kaslardaki protein en büyük enerji 'deposu' potansiyelini temsil eder, ancak enerji katabolizasyonu varsa artık işlevsel olarak bulunmayacaklardır. 24. haftada doğan tipik olarak 500g ağırlığındaki bebek sadece yaklaşık 50 g kuru dokudan oluşur. Bu proteinin üçte biri bile enerji için kullanılabilse, bu yine de 50 kcal civarında olası enerji deposu demektir, ilk 24 saatteki bazal metabolik enerji gereksinimlerini ancak ucu ucuna karşılayabilir. Aşırı derecede erken (örn.< gebeliğin 28. haftası) bir bebeğin doğması bir acil beslenme durumu olarak ele alınmalıdır.”
(Embleton & Simmer 2014)

Bu modülde Ünite 1 Ders 2'de açıklandığı gibi yerleşik ve standart hale getirilmiş besleme kılavuzları erken doğan bebeklerin beslenme bakımının çeşitli yollardan uygun hale getirilmesine yardımcı olabilir. Beslenme uygulamaları uygulamayı yapan yenidoğan bakım merkezine göre büyük ölçüde değişkenlik gösterir. Etkili olduğu saptanan protokol ve süreçlerin uygulanması erken doğan bebeklerin sonuçları üzerinde olumlu bir etki yaratabilir. Bloom ve arkadaşları tarafından yapılan bir çalışmada yenidoğan bakım merkezlerinde çok düşük doğum kilolu (ÇDDK) bebeklerde az veya çok kilo alımı konusundaki farklılıklar incelenmiştir. Yüksek kilo alımına ulaşan merkezlere özel süreçler saptanmıştır. Bu "anlamlı farklılıklar” kilo alımlarının daha düşük olduğu merkezlere bildirilerek merkezlerin %76'sında sonuçlarda iyileşme sağlanmıştır (Bloom et al. 2003).

Yenidoğan bakım ünitelerindeki değişik uygulamalarda azaltma yoluna gidilebilir. Kanıta dayalı bir besleme kılavuzunun uygulanması erken doğan bebeklerde tam enteral besinlere daha hızlı geçilmesini ve büyüme hızının artmasını sağlayabilir. Bu tür protokoller besin intoleransının çözümlenmesi veya büyüme hızındaki azalmanın tespit edilir edilmez düzeltilmesi konusunda yönlendirici olabilir (Ehrenkranz 2014).

Yapılan çalışmalar ayrıca beslenme desteği verilmesinin uygulamada erken doğan bir bebeğin klinik durumundan etkilendiğini göstermiştir. Birçok örnekte, en çok fayda sağlayacak olan en hasta bebeklere daha az besin verilmektedir. Ehrenkranz ve arkadaşları tarafından 2011 yılında yapılan bir çalışmada yaşamlarının 7.gününde ventilasyon durumuna dayanarak daha kritik derecede hasta olduğu düşünülen bebeklere yaşamlarının ilk üç haftasında tıbbi açıdan daha stabil olduğu düşünülen emsallerine göre anlamlı oranda daha az besin desteği verildiğini göstermek için 1366 ADDK bebekten elde edilen veriler kullanılmıştır (Ehrenkranz et al. 2011). Aynı zamanda daha kritik derecede hasta olduğu düşünülen bebekler arasında advers sonuç riskine yaşamlarının ilk 7 gününde aldıkları toplam enerji miktarının aracılık ettiği saptanmıştır. Advers sonuçlar arasında büyüme hızının yavaşlaması, geç ortaya çıkan sepsis oranlarında artış, ölüm, orta şiddette veya şiddetli bronkopulmoner displazi, uzun süreli hastane yatışları ve 18-22 ay ayarlanmış gebelik yaşında kötü sinirsel gelişim sonuçları bulunmaktadır. Bu nedenle, standart bir kılavuz kullanılması besin desteğindeki çeşitliliği minimuma indirgeyerek özellikle en hassas bebeklerde kısa ve orta vadeli sonuçların iyileşmesine katkı sağlayabilir (Ehrenkranz 2014).

Erken doğan bebeklerin beslenmesi konusunda verilen kararlarda NEK 'le ilgili endişelerin önemli bir yeri vardır (Bkz. bu modülde Ünite 1, Ders 2.6). Burada da standart besleme kılavuzlarının faydalı olduğu gösterilmiştir. Standart besleme programlarının uygulanmasından önce ve sonra NEK insidansı üzerine odaklanan 6 çalışmanın meta analizi riskte %87 oranında birleşik bir azalma olduğunu ortaya koymuştur (Patole & de Klerk 2005). Araştırmacılar bu faydanın uygulama standardı koyma süreci kadar, kullanılan uygulama standartlarının gerçekteki ayrıntılarından kaynaklanabileceğini düşünmüştür.

Yenidoğan beslenme uzmanları yenidoğan bakım ekibinin çok önemli üyeleridir ve standart beslenme kılavuzlarının uygulanmasını gözetip denetlerler (Ehrenkranz 2014).


Keep in Mind


Dersin 100 % tamamladınız
100%