Ders 2: Bebek Formulasının Önemli Bileşenleri

2.1 Protein Kaynakları

Bebeklerin protein gereksinimleri yaklaşık 0.9 g/100 mL olgun insan sütünde bulunan amino asitlerin konsantrasyonuna dayanarak saptanmıştır (Hernell 2011). Bebek formulaları çoğunlukla inek sütü proteinine dayalıdır, ancak Avrupa'da ve dünyanın diğer birçok yerinde yapılan yönetmelik değişikliklerinin ardından soya proteini, hidrolize protein veya keçi sütü proteininden de yapılabilmektedir. Değişik protein kaynaklarından elde edilen bebek formulalarının protein içeriğinin minimum ve maksimum değerleriyle ilgili düzenlemeler AB Komisyonu'nun 2013 yılında formula ve ve devam formulasıyla ilgili yönergesinde keçi sütü proteininin de kabul edilebilir bir protein kaynağı olmasına izin vererek değişikliğe uğramıştır (European Commission 2013). 

 Tablo 3. Bebek formulalarının protein kaynağına göre kabul edilebilir protein içeriği aralığı

Değerler g/100 kCal ile'den g/100 ml'ye çevrilerek yeniden hesaplanmıştır. Soya proteini izolatının düşük biyoyararlanımı nedeniyle minimum protein içeriğinin yüksek olduğuna dikkat edin.

Table 3: Acceptable protein content ranges of infant formula according to protein source

Kaynak: ENeA, veriler: European Commission 2013

Soya proteini izolatından elde edilen proteinin düşük biyolojik değeri nedeniyle minimum protein seviyesi hayvan sütündekinden daha yüksektir
(Crawley & Westland 2014).

İnek Sütü Proteini

İnek sütü hem protein içeriği hem de whey:kazein oranı açısından insan sütünden farklılık gösterir. İnek sütündeki whey/kazein oranı yaklaşık 20:80 iken, insan sütündeki oran 60:40 şeklindedir (Lonnerdal & Lien 2003). Güncel bebek formulalarında kullanılan inek sütünden elde edilen proteinler genellikle modifiyedir, örneğin whey protein fraksiyonları ve kazeinlerden daha düşük N dönüşüm faktörlerine sahip diğer nitrojen içeren bileşenler açısından zenginleştirilmiştir, tir. Bu işlem insan sütüne daha çok benzeyen bir peynir whey:kazein oranı yaratır ve bebek formulasını bebeklerin sindirmesi için inek sütünden daha uygun hale getirir (Koletzko et al. 2005).

Sadece whey-kazein oranının değiştirilmesi insan sütüne benzer bir amino asit profili sağlamaz. Sığır whey'inde baskın protein beta-laktoglobulin iken insan sütünde alfa-laktalbumin baskındır. Bu iki proteinin amino asit bileşimleri oldukça farklılık göstermektedir (Lonnerdal & Lien 2003). 2004 yılında Lien et al. bebekleri alfa-laktalbuminle zenginleştirilmiş bir formulayla beslemenin standart formulaya göre etkilerini araştırdı. Sonuçlar zenginleştirilmiş formulayla beslenen bu bebeklerin büyümesinin standart formulayla beslenenlerinkine benzer olduğunu gösterdi, bu bulgular toplam protein içeriği düşük olmasına rağmen alfa-laktalbumin yönünden zengin formulayla beslenen bebeklerin protein besin gereksinimlerinin yeterince karşılandığını ortaya koymuştur. İlginç bir şekilde, bu bebeklerin kontrol grubuna göre az sayıdaki bir kısmı yan etki yaşadı, bu da alfa-laktalbuminle zenginleştirilmiş formulanın standart formuladan daha iyi tolere edilebileceğini ortaya koymaktadır (Lien et al. 2004). Son veriler ayrıca formulaya alfa-laktalbümin eklenmesinin bebek formulasının enerji verimliğini artırdığını düşündürmektedir
(Fleddermann et al. 2013).

Hipoalerjenik protein kaynakları

Hidrolize formulaların hipoalerjenik olduğu düşünülmektedir ve sütte veya bitki kaynağında doğal olarak bulunan proteinlerin hidroliz adı verilen bir süreçle parçalandığı formulalardır. Hidrolize bebek formulaları proteinleri parçalamak için uygulanan enzimatik sindirimin ardından ısı işlemi veya ultrafiltrasyonla endüstriyel olarak üretilmektedir (Halken 2004). Nihai ürün daha sonra protein hidrolizinin derecesine bağlı olarak "kısmi" veya "tam" hidrolize şekilde gruplara ayrılır (Halken 2004). "Tam” hidroliz inek sütü protein alerjisi tedavisinde kullanılan terapötik ürünler için gereklidir. "Kısmi” hidroliz terimi sadece sağlıklı bebeklerde alerji riskini azaltmak amacıyla kullanılan daha az yoğunluktaki protein hidrolizini ifade eder; buna karşın, "kısmi hidrolizat" özellikleri konusunda genel olarak üzerinde uzlaşılmış kriterler yoktur
(Koletzko et al. 2005).

Hidrolize bebek formulalarının bebeklerde alerjiyi önlemedeki etkinliği Osborn et al. tarafından 2006 yılında yapılan bir sistematik Cochrane incelemesinde desteklenmiştir. Araştırmacılar şu sonuca varmıştır:

"hidrolize bir formulayla uzun süre besleme inek sütüyle yapılan formulaya göre bebeklik ve çocukluk dönemi alerjisi ve bebek CMA 'sını azaltmaktadır.”
(Osborn & Sinn 2006).

Bu konuda 10 yaşına kadar uzun bir takip süresiyle yapılan en büyük ölçekli çalışma Alman Bebek Beslenmesiyle İlgili Girişim çalışmasıdır (von Berg et al. 2013). Doğumda ailesinde alerji geçmişi olan çocuklar yaşamlarının ilk 4 ayında anne sütü ikamesi olarak 4 karartılmış formuladan birini alacak şekilde randomize edildi, gerektiğinde: kısmi hidrolize whey formulası (pHF-W), tam hidrolize whey formulası (eHF-W), tam hidrolize kazein formulası (eHF-C) veya standart inek sütü formulası. On yaşına gelindiğinde tedavi amaçlı analizde (n = 2252) herhangi bir alerjik hastalığın kümülatif insidansında relatif risk pHF-W (RR 0.87, %95 GA, 0.77-0.99) ve eHF-C (RR 0.83, %95 GA, 0.72-0.95) ile eHF-W'ye göre değil ama standart inek sütü formulasına göre anlamlı oranda azaldı. Etki atopik egzema/dermatitte (AD) görülen risk azalmasında özellikle belirgindi. Bu nedenle, ailesinde alerji geçmişi olan bebeklerde bazı protein hidrolizat formulalarının kullanılması alerjik hastalıklar, ve özellikle atopik dermatit kümülatif insidansını önlemede etkiliydi
(von Berg et al. 2013).

2010 yılında yapılan bir meta-analizde kısmi hidrolize whey proteinine dayalı bir formulanın alerjik hastalıkların önlenmesindeki etkinliği araştırılmıştır. Araştırmacılar kısmi hidrolize formula kullanımının alerjik hastalıkların, özellikle atopik dermatitin önlenmesinde bir seçenek olarak önerecek kanıt olduğu sonucuna varmıştır
(Szajewska & Horvath 2010).

Soya bazlı bebek formulaları

Soya fasulyesi yaklaşık olarak %40 protein, %35 karbonhidrat, %20 yağ ve %5 minerallerden oluşur (Agostoni et al. 2006). Sığır proteiniyle karşılaştırıldığında soya proteini daha düşük bir nitrojen dönüşüm faktörüyle gösterildiği gibi farklı amino asit profili nedeniyle daha düşük bir besin değerine sahiptir. Sığır proteiniyle karşılaştırıldığında, soya proteini daha düşük seviyede metionin, dallı zincirli amino asitler, lizin ve proline sahip olmanın yanı sıra L-karnitin içermez, öte yandan daha yüksek miktarda aspartat, glisin, arginin ve sisteine sahiptir. Bu nedenle, soya bazlı bebek formulalarının metionin ve L-karnitinle takviye edilmesi önerilir. Soya proteini izolatından elde edilen proteinin biyoyararlanımının ve sindirilebilirliğinin de düşük olması nedeniyle minimum protein seviyesi inek sütüyle yapılan bebek formulasındakinden daha yüksektir (Agostoni et al. 2006; Crawley & Westland 2014).

Diğer kaynaklardan yapılan bebek formulaları

Bebek formulaları keçi sütüyle de yapılabilir. 2013 tarihinde formula ve devam formulasıyla ilgili AB Yönergesi'nde keçi sütünün de bebek formulalarında kabul edilebilir bir protein kaynağı olarak kabul edilmesine izin veren değişiklik yapılmıştır. Terapötik mamalar (FSMP'ler) ek olarak kristalin amino asitlerin karışımları temel alınarak üretilmektedir. Genel anlamda, bebek formulaları için alternatif birer protein kaynağı olarak düşünülmeden önce protein veya nitrojen kaynaklarının bebek formulasında kullanımının uygunluğunun yanı sıra minimum ve maksimum kabul edilebilir seviyeleri yeterli sayıda klinik çalışmayı temel almalıdır.

Keep in Mind