Ders 3: Bebek Formulasının İsteğe Bağlı Bileşenleri

3.1 Probiyotikler, Prebiyotikler ve Sinbiyotikler

Bebek formulalarına bazen olası sağlık etkileri katmak amacıyla bağırsak mikrobiyotasını düzeltmek için prebiyotikler, probiyotikler ve sinbiyotikler eklenir.

Probiyotikler

Probiyotikler insanların sağlığına ve esenliğine katkıda bulunduğu düşünülen canlı mikroorganizmalardır. Bu mikroorganizmalar sağlığı değişik şekillerde iyileştirebilir, ve sağladıkları sağlık faydaları söz konusu bakteri suşuna özgüdür (Mugambi et al. 2012). Bebek formulalarına en sık eklenen iki probiyotik türü Lactobacillus ve Bifidobacteria'dır. Bu bakteri türlerinin her ikisi de anne sütüyle beslenen bebeklerin bağırsak sisteminde doğal olarak bulunur (Mugambi et al. 2012). Bunların organik asit üretimi ve adhezyon yerleri ve besin maddeleri için rekabeti yoluyla Lactobacilli ve Bifidobacteria patojenik mikroorganizmaların büyümesini engellemeye yardımcı olabilir (Braegger et al. 2011). Buna ek olarak, bu bakterilerin öbür türlü sindirilemeyecek besin bileşenlerini mayalaması, mukozanın büyümesine yardımcı olması, laktoz toleransını artırması, mide hareketliliğini artırması, kabızlığı azaltmasının yanı sıra besin ve su emilimini artırması, diyareyi önlemesi ve tedavi etmesi, bağışıklığı artırması, besin alerjilerini düzeltmesi beklenir ve bunlar sistemik immünolojik ve enflammatuar yanıtlara yardımcı olabilir (Ferruzzi & Neilson 2010; Braegger et al. 2011). Ancak, bugüne kadar bu etkilerin çoğu bebeklerde yeterli tasarım ve güce sahip randomize klinik çalışmalarda in vivo ortamda henüz kanıtlanmamıştır.

Anne sütüyle beslenen bebeklerin bağırsaklarında formulayla beslenen bebeklerinkine kıyasla oldukça az patojenik olma potansiyeli bulunan bakteri ve daha yüksek bir bağırsak bifidobakteri konsantrasyonu vardır (Mugambi et al. 2012). Bunun en olası nedeni anne sütünün probiyotik bakteriler, neredeyse 200 farklı oligosakkarit varyantı içermesi ve anne sütünün genel besin bileşiminin bazı ortakçı kommensal bakterilerin bağırsaklarda büyümesini teşvik etmesidir. Oligosakkaritlerin bağırsaklarda bifidobakterilerin çoğalmasını teşvik ettiğine inanılmaktadır
(Crawley & Westland 2014).

Öte yandan, formulayla beslenen bebekler farklı bir bağırsak kolonizasyonuna sahiptir, Bacteroides, Staphylococcus, Escherichia coli ve Clostridia gibi patojenik olma potansiyeli yüksek çok sayıda bakteri suşu içerirler (Harmsen et al. 2000). Formulayla beslenen bebeklerde Bifidobacterium türlerinin anne sütüyle beslenenlerdekinden farklı olma eğilimi vardır. Bebek formulasına pre-, pro- ve sinbiyotik eklemenin amacı formulayla beslenen bebeklerin bağırsaklarında anne sütüyle beslenenlerinkine benzer  bir mikrobiyotayı teşvik ederek buna bağlı sağlık faydaları sağlamaktır.

Prebiyotikler

Prebiyotikler insan bebekler tarafından sindirilebilecek sindirilemeyenmaddeler değildir, ancak seçici olarak istenen bakterilerin üremesine yardımcı olurlar olan maddelerdir (Mugambi et al. 2012). Önemli prebiyotiklerden biri anne sütünde 1 g/100mL gibi yüksek bir konsantrasyonda bulunan oligosakkaritlerdir (Ballard & Morrow 2013). İnsan sütü en az 200 farklı oligosakkarit molekül çeşidi içerir (Crawley & Westland 2014). Şu anda bebek formulalarına eklenen prebiyotikler frukto-oligosakkaritler (FOS) ve galakto-oligosakkaritlerin karışımı gibi çok daha az karmaşık kompleks yapıdadır (GOS) (Moro & Arslanoglu 2005). Avrupa'daki yönetmelikler bebek formulalarında oligosakkarit kullanımını konsantrasyonu 0.8g/100 ml'yi geçmeyecek olan şekilde FOS ve GOS kullanımıyla sınırlandırmaktadır
(European Commission 2013).

Formula üreticileri bebek formulalarına prebiyotik eklenmesinin bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirmede faydalı olduğu iddiasında bulunmuştur. Buna karşın, 2010 yılında Avrupa Gıda Güvenliği İdaresi (EFSA) bu iddiayı desteklemeye yeterli kanıt olmadığını belirtmiştir (Crawley & Westland 2014).

Expert Statement Per Sangild

Video 3 - Pre- ve Pro-biyotikler" -
Uzman Bildirimi:  Prof. Per Sangild, Kopenhag Üniversitesi, Kopenhag, Danimarka


Sinbiyotikler

Sinbiyotikler pre- ve probiyotiklerin bir karışımıdır. Prebiyotikler, probiyotikler ve sinbiyotikler bebek formulalarına sindirimi güçlendirme, gastrointestinal enfeksiyonların süresi ve şiddetinde azalma, antibiyotiğe bağlı diyare ve alerjik hastalık riskinde azalma gibi sağlığı destekleyen etkileri artırmak amacıyla eklenmiştir.

Bebek formulalarına prebiyotikler, probiyotikler ve sinbiyotikler eklenmesi konusunda yapılan randomize çalışmalarla ilgili bir incelemede bu maddelerin eklenmesinin bebeklerin büyümesi, gastrointestinal ve diğer klinik sağlık sonuçları üzerinde herhangi bir anlamlı pozitif etkisi olduğuna dair kesin bir kanıta rastlanmamıştır (Mugambi et al. 2012). Araştırmacılar ayrıca sinbiyotiklerin bebeklerde sağlığı destekleme veya hastalığın önlenmesi açısından pre- veya probiyotiklerden üstün olduğu gösteren herhangi bir kanıt olmadığını belirtmiştir (Mugambi et al. 2012).

2013 yılında yaplan bir incelemede kısa-zincirli galakto-oligosakkaritler ve uzun-zincirli frukto-oligosakkaritlerden oluşan özel bir prebiyotik karışımının 

"erken mikrobiyota gelişimini etkilediği ve insan sütüyle beslenen bebeklerde gözlendiği gibi Bifidobacterium miktarını artırdığı” görüldüğü bildirilmiştir
(Oozeer et al. 2013).

Araştırmacılar bu prebiyotik kombinasyonunun güvenli olduğunun ve olası sağlık faydaları katkısında bulunduğunun gösterildiğini belirtmiştir.

Birçok uzman grubu bebeklerde bağırsak mikrobiyotasını değiştiren girişimlerin sağlığı desteklemede büyük umutlar vadettiği sonucuna varmaktadır. Mevcut bilimsel bilgilere bakıldığında günümüzde bebek formulalarıyla kullanılan pre- ve probiyotik girişimlerin güvenli olduğu görülmektedir, ancak şu anda bu maddelerin bebek formulasına eklenmesi konusunda genel önerilerde bulunmaya yeterli kanıt yoktur (Owens et al. 2012), bebek formulalarına pre-, pro- ve sinbiyotiklerin rutin olarak eklenmesi desteklenmemektedir
(Braegger et al. 2011). 

Çok farklı bakteriyel suşlar ve karbonhidrat bileşenler değişik dozajlar ve farklı koşullarda kullanıldığından, pre- ve pro-biyotik etkilerle ilgili tekli çalışmalardan genel çıkarımlarda bulunmak uygun değildir. Bunun yerine, her bir girişim güvenlik ve olası faydalar açısından ayrı olarak ve özel bir şekilde değerlendirilmelidir.

Keep in Mind